1 Nisan 2013 Pazartesi

“MERHAMET ETMEYENE MERHAMET OLUNMAZ”


“MERHAMET ETMEYENE MERHAMET OLUNMAZ”
 Merhamet hissi, imanın, vicdanın en güzel yansımalarından biridir.Ne var ki günümüzde Darwinist-materyalist ideolojinin telkinleri sonucunda birçok insanda körelen bir duygu haline geldi. İnsanların vicdanlarında açılan bu büyük boşluğu ise kin, öfke ve gaddarlık doldurdu. Böylece merhametsizlik adeta bütün dünyayı kasıp kavurdu. Acımasızlık, ahlaki yozlaşmalar ve vicdani duyarsızlıklar hayatın her alanında kendisini gösterdi, gösteriyor. Oysa tüm yaratılmışlara şefkatle yaklaşmak, onlara iyilik ve yardımda bulunmak insanı insan yapan en temel özelliklerdir.
Elbette her insanda az veya çok, en azından kendi yakınlarına, çocuğuna karşı bir merhamet hissi vardır. Ancak Müslüman’ın merhamet anlayışı bundan çok daha ileri ve derin bir anlayıştır. Çünkü merhametinin temelinde Allah’a olan samimi imanı vardır. İmanıyla beraber;
Müslüman merhametlidir çünkü, Allah’ın ruhundan üflediği, şuur ve vicdan sahibi kıldığı bir varlıktır. Son derece hassas bir duyarlılığa sahiptir.
Müslüman merhametlidir çünkü, her şeyden evvel kendisi de Allah’ın merhametine ve şefkatine muhtaç olduğunun farkındadır. Hal böyleyken bunu başkalarından esirgemesi düşünülemez.
Müslüman merhametlidir çünkü, her insanın kaderinde olanı yaşadığının bilincindedir. Dolayısıyla kimseyi içinde bulunduğu şartlardan dolayı aşağı görmez. İyi olması için gayret eder, elinden tutar.
Müslüman merhametlidir çünkü, dünya bir imtihan yeri olduğunun ve tüm insanların yaşadıkları olaylarla, eksikliklerle ve zorluklarla denendiğinin farkındadır. Yarın kendisinin de aynı imtihan şartlarıyla, aynı mahrumiyetlerle karşılaşmayacağını hiç kimse ona garanti edemez.
Müslüman merhametlidir çünkü, Allah’ın sonsuz güzel ahlakına aşıktır. Allah, merhametlilerin en merhametlisidir. Müslüman da gücünün yettiği en son sınıra kadar merhameti yaşar.
Müslüman merhametlidir çünkü, Allah’tan korkar. Gaddar bir tavır en başta Allah’ın rızasına, Kuran’a, vicdana uygun değildir. Müslüman böyle katı bir ruhtan şiddetle sakınır. Bilir ki, Peygamberimiz (sav)’in de belirttiği gibi “Merhamet etmeyene, merhamet olunmaz.”
Müslüman merhametlidir çünkü, Rabbimizi aşkla sever. O’nun rızasını, beğenisini her şeyin üzerinde tutar. Merhametli olmak ise Allah’ın beğendiği, emrettiği bir ahlaktır.
Müslüman merhametlidir çünkü, aczini ve haddini bilir. Tevazu sahibidir, adeta toprak gibidir. Kimsenin kimseye üst perdeden bakacak bir durumu olmadığının, üstünlüğün yalnız takva ile olduğunun şuurundadır. Rabbimiz bizi nasıl koruyor ve şefkat gösteriyorsa iman edenler de diğer bütün insanları koruyup kollarlar, özellikle zayıf ve yardıma muhtaç insanlara karşı çok halim ve yardımsever davranırlar.

Günümüz toplumunda çok sık karşılaştığımız zalimlik ve merhametsizliğin ana sebebi inançsızlık veya iman eksikliğidir. Allah’ı seven ve Allah’tan korkan bir Müslüman acımasız ve insafsız olmaz. Acımasız olmayı, gaddarlığı, katılığı vicdanı kaldıramaz. Peygamberimiz (sav)’in ahlakıyla yoğrulmuş böyle bir gönül, elbette sadece insana değil; bitkilere, hayvanlara, tüm varlık alemine merhamet nazarıyla bakar. Bugün tüm dünyanın İslam’ın bu merhamet ruhuna ihtiyacı var. Tüm insanlığa İslam’ın bu güzelliğini hem göstermeli hem anlatmalıyız. Çok güzel gelişmelerin yaşandığı bir dönemdeyiz. Allah’ın izniyle tüm Müslümanların, İslam aleminin birlik olması yakın. Bu da özlenen tüm güzelliklerin, arzuladığımız sevginin, merhametin tüm dünyaya hakim olması demek. İttihad-ı İslam’ın oluşturulmasıyla İslam’ın bu derin merhamet anlayışı, Darwinizmin ve materyalizmin katı ve acımasız dünya görüşüyle mahvolan toplumları şefkat kanatlarıyla saracaktır inşaAllah.  (Ebru yılmazatila)